25 Aralık 2016 Pazar

MIHAIL SOLOHOV - Vatan İçin Dövüştüler

Merhabalar.

Bugün okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Sanıyorum bu kitabı ya 3. ya da 4. okuyuşum. Her okuyuşumda daha da keyif alıyorum.

Yazar: Mihail Şolohov
Kitabın adı: Vatan için dövüştüler
Yayın evi: Cem Yayınevi
Çeviren: Gülseren Devrim
Sayfa sayısı: 232

Şolohov bir Sovyet yazarı. Aynı zamanda da bir gazeteci. Savaş çıkınca hem savaşmış, hem de savaş muhabiri olarak cephelerde gördüklerinden yola çıkıp hikayeler yazmış, yaptığı röportajları basmış.

Kitabın konusundan uzun uzun bahsetmek istemiyorum. Alıp okumanızı çok isterim.

Kitaptan beğendiğim ve altını çizdiğim bazı cümlelere gelecek olursak eğer:

''İnsan, başka insanlarla yan yana, omuz omuza dövüşür, ama, yalnız ölür. Her insanın sadece kendisine ait, paylaşılmaz bir ölümü vardır. Ölüm, şahsa mahsus eşya gibidir, daha doğrusu, hani o üzerinde kırmızı boyayla adlarımızın yazılı olduğu bayilik torbalar gibi. Bu çok özel randevu hayatımızın en önemli işidir.''
sf: 55-56

*

''Zamansız ve saygısız bir şiir gibiydi.''
sf: 65

********************************************************

Bir diğer kitap ise Şolohov'un kısa hikayelerinden ve savaş röportajlarından oluşuyor.
Yine cem yayınevinden.
Çeviren: Rezan Alemdar ve Metin Alemdar

Hangi hikaye ve röportajlar var içerisinde bir bakalım.
- Kaloşlar
- Ortak Bir Dil
- Çifte Kocalı Anna
- Alyoşka'nın Yüreği
- Sapa Yol
- İlya'nın Aşkı
- Öç
-Nefretin Bilimi
- Bir Yufka Yürekli
- Kolçak, Isırgan, Vesaire
- Yoldaş Ptıtsin'in Başına Gelen Belalar
- Sınav
- Üç Düğmenin Öyküsü
- Müfettiş
- Don'da
- Kazak Kolhozlarında
- Smolenskıy'e Doğru
- Cephe Yolunda
- İlk Buluşma
- Savaş Tutsakları


Her birini ayrı ayrı beğendim. Aralarından favorim şu oldu diyebileceğim yok.

Kitaptan beğendiğim bir cümle ile bitirmek istiyorum.

''Ortak bir dilimiz olmalıydı bizim..''

Burada, bu blogda sizinle ortak bir dilimiz olduğuna inanıyorum. Umuyorum sizlerde öyle düşünüyorsunuzdur.

Sevgiyle..




23 Aralık 2016 Cuma

Gittim ve Döndüm

Merhabalar,

Gittim, gördüm ve döndüm. Bir hobbit masalından bahsedeceğim şimdi. Şaka şaka o hobbit benim işte.

Çoooook uzun zamandır yokum ve yayın giremedim ne yazık ki, farkındayım. Bunu fark edip beni ''hadi İpek, hadi'' diye yalnız bırakmayan sevgili Mayıs'a da teşekkürü bir borç bilirim :)  Mayıscım bu yazı sana gelsin :) Bu arada Mayıs'ın güzel blogu ve yazıları için ismini tıklamanız yeterli.

Uzun zamandır yayın giremedim ancak takip ettiğim her blogun her yazısını okudum. Sadece çok aktif olarak yorum bırakamadım bu koşuşturmaca esnasında.

Peki nerelerdeyim?

Valla aslında buralardayım ama bir yandan da buralarda değilim. Bu bir iki haftam o kadar yoğundu ki, zaman içerisinde zaman bulamadım.

Gündüzleri okul - okul dersleri ve LR işi ile geçerken; akşamları ise özel dersler ve ders çalışmaları ile geçti. Tabii bir yandan da ev işleri, yemek, çamaşır, bulaşık, gündelik işler, oydu, buydu bana zaman kalmadı.

Özel ders veriyorum biliyorsunuz. Benim miniklerin sınavları vardı. O nedenle haftada iki - üç akşam onlara gitmem gerekti. Hatta şimdi bu yazıyı bitirip tekrar yola koyulacağım. Akşam özel dersim var yine. Sınavlar bitti ama şimdi 3.sınavlar başlıyor 🙈

Bir yandan okula gidiyorum. Doktora yapıyorum demiştim ya. Henüz okulda resmen öğrenci değilim. 2.dönem resmi öğrenci olacağım. Bu nedenle ALES'e girmem gerekiyordu. Geçtiğimiz pazar sınav vardı ve bende çalışmalarımı yoğunlaştırmıştım. Sonra sınava girdim. Çok kötü geçti, çoook. Kendimden hiç bunu beklemiyordum ben. Umuyorum işime yarayacak bir not alırım ve resmen okula başvurabilirim. Benim için dua edin lütfen. Pozitif enerji yollayın falan.

Okulda şuan resmen öğrenci değilim ancak hocam ile anlaştığımız için sabahları okulda hocamın derslerine ve laboratuvarlara giriyorum. Hele üstüne finaller yaklaşırken ders ve öğrenci yoğunluğundan kafamı kaşıyamadım.

Önceden bahsemiştim. Belki hatırlayanlarınız vardır. Uzun zamandır kullandığım ve memnun kaldığım LR ürünlerinden sonra, bu işe de bir şans vermeye karar vermiştim. Hatta kendime bu yıl araba kazanacağım diye hedef bile koymuştum. Bu yüzden sabah ve akşam artan vakitlerimde kendime görüşmeler ayarlayıp, görüşmelere gidiyorum. Bu akşam dersten sonra bir görüşmem var mesela. Artık eve gelişim Allah kerim..

Bir de üzerine yıllık doktor kontrollerimi ekleyin. Bende hastalık bu. Her yıl her bölümden düzenli olarak bir sorunum olsa da olmasa da randevu alıp, check up gibi düzenli kontrol yaptırıyorum. Bu aralar onlara da gidiyorum sabah boş vakit bulduğumda.

Bir iş görüşmem de vardı bu hafta. Hafta sonu geri dönüş yapacaklar ve yeni tempom belli olacak. Hayırlısıyla yoğunluğuma yoğunluk ekleyeceğim gibi görünüyor ama bakalım :)

Her şeyi anlattım sanırım. Ah az kalsın unutuyordum.

Bir de bizim kedilerden büyük ve erkek olanı kızgınlıkta bu aralar. Ufak dişiye sürekli salça modunda. Onları ayırdık evde ama ne siz sorun ne ben söyleyeyim evdeki cümbüşü. Bizim oğlan normalde kedi değil. Kedi değil de ne bilemiyorum. Bunu başka bir yazıda detaylıca anlatırım.

Şimdilik olan biten bunlar. Şimdi hazırlanıp yola çıkacağım. Yol bir saat. Ancak giderim bu trafikte.

Umarım sizin günleriniz daha uyku dolu ve tatlı geçiyordur.

3 Aralık 2016 Cumartesi

Blogger Mim-2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler


Canım Ece Ablam, Sevgili Handan, Elif, Hikaye Kalpli Kadın ve Sevgili Deep beni unutmamış ve bu mime dahil etmişler. İsimlerini tıklayarak onların da mim cevaplarına ulaşabilirsiniz.

Şimdi gelelim benim cevaplarıma. 2017'ye dolu dolu hedeflerimle koşarken, bu mim süper oldu aslında.

1) Kimse mükemmel değildir ama yine de eksiklikleri mümkün. Huylu huyundan geçmez mi dersin? Yoksa şu huyumu değiştirsem hiç fena olmaz mı? Nedir o huyun? 2017 için kendinde değiştirmek istediklerin neler?

Ah nereden başlasam, nereden başlasam. Ben oldum olası huylarımı sevmem zaten. Hep daha iyi olabilir, daha güzel olabilir diye düşünürüm. 
Şaka bir yana bu yıl üzerinde çalışmak istediğim, kendimi törpülemeye çalıştığım bazı huylarım var elbette. Sayayım mı :)

- Birazcık üşengecim. O nedenle çok üşengeç olmamaya çabalıyorum. Üşendiğimi fark edince ''bak yine üşendin, ondan yapmıyorsun, hadi kalk'' diye kendimi motive etmeye çalışıyorum.
- Çok agresif bir şöförüm. Benimki pek sevmiyor bu atarlanmalarımı. Bir gün trafikte dayak yiyeceğimden emin. O nedenle trafikte atarlanmamaya çalışıyorum.
- Sulu gözüm suluuuu. Çiçeğe böceğe ağlıyorum. Ağlamasam bu kadar iyi.
- İnsanlara hemen inanıyorum. Biri bir laf diyorsa doğrudur benim için. Yalanı sevmem çünkü. Bahaneleri de sevmem ve kullanmam. Bizim evdeki mantıktan sorumlu başbakan beni eğitiyor arada sırada bu kadar saf olma diye. Az biraz herkese inanmasam iyi.
- Mükemmelliyetçiyim. Bu huyumu sevmiyorum. Çok yorucu. Hiç bir iş bitmiyor bu yüzden. Hep daha iyisi olabilir miydi diye didiniyorum.

İşte böyle ve bunun gibi bazı şeyler diyeyim. Yoksa 2. soruya hiç geçemeyeceğim :)



2) Meşhur Alaaddin'in sihirli lambası oldu ya kucağına düştü ve tabii ki 3 dilek hakkı verdi. Dikkatli düşün. Klavyeden çıkan her cümleyi gerçeğe dönüştürebilir. Ne dilerdin?

Hmmm. Çok zor, çok. Ha deyince bulamıyor ki insan. Ama sanıyorum.

- Bu dünyadaki hayvanlara, çocuklara, kadınlara yapılan haksızlıklar için; mazlumlar için adalet dilerdim. Tüm sapkınlık ve sapıklıklar silinsin isterdim yani.

- Sağlık dilerdim. Allah sağlıkla - huzurla yaşamayı ve yaş almayı nasip etsin isterdim tüm sevdiklerime ve kendime.

- Bir de iyi insanlarla karşılaşsın isterdim tüm sevdiklerim ve ben. Hep güzellikler, vicdanlı, merhametli insanlara denk gelelim. Bahtımız güzel olsun isterdim.



3) Şimdi gerçek hayata dönüyoruz. Evin, çocukların, kendin, kedilerin... için neler yapmak var aklında? Şimdiden düşünelim ki, yeni yıl kapıda, hazırlıksız yakalanmayalım.

Evimde, sevdiceğimle ve kedilerimizle bu yıl da huzurlu - sağlıklı - saygılı ve sevgi dolu bir yıl geçirelim. 2016 bizim için üzücü bir yıl oldu. Kayın pederimi kaybettik. Eşimin, benim ve annemin yaraları azıcık hafiflesin diliyorum bu yıl. Ruhumuz azıcık dinlensin, yaralarımız kabuk bağlasın..

Kedilerimizin bebişi olsun. Yeğenim, nohutum bebiş bekliyor ve istiyor ne zamandır.

Doktoramı yapıyorum şu anda. Bir kadro hiç fena olmazdı. Kadrom olsun. Emeklerim karşılığını bulsun.

Bir de şu LR işini deniyorum demiştim ya. Bu yıl arabamı kazanayım istiyorum. 

En önemlisi tabii sağlık sıhhat olsun da, çalışalım, işleyelim, paslanmayalım :)



4) Piyangodan büyük ikramiye çıksa hepimiz dünyayı gezeriz değil mi? Sen neler yapmak isterdin? Bir de şöyle düşün, o istediklerin için çok para şart mı? Belki de değildir.

Para amaç değildi hiç bir zaman hayatımda. Sadece bir araç. Araç olarak kaldıktan sonra da sorun yok. Çok şükür hiç bir ihtiyacımız yok ama böyle hooop bir para gelse.. Ablama bir ev alırdım. Gerisini de gönlümüze düşen ne varsa o şekilde değerlendirirdik sanırım. Ailede kimin ne ihtiyacı varsa karşılamak isterdim.



5) Para para para. Para harcamadan da gerçekleştirebileceğin hayallerin vardır elbet. Haydi onları da paylaş, bekliyoruz.

Valla parayı hep araç olarak görüyorum dediğim gibi ama ne yazık ki onsuz da olmuyor. Gerçekçi olmak lazım. Şimdilerde sağlıklı olmak bile para ile :)

Hmm. İşte dediğim gibi evimizde huzurumuz olsun, sağlıklı olalım, beraber olalım yeterli. Bunların hepsi mutluluk işte. Mutlu olalım hep diye diliyorum.


Bir mimin daha sonuna geldik. Tabii ben mimi yazasıya kadar tüm arkadaşlarım bu mimi yaptı neredeyse. 
Yapmayan kim varsa onları mimliyorum bende :)